Türkiye-Libya İş Konseyi Başkanı Murtaza Karanfil Al-Arabi Al-Jedid Gazetesi'ne verdiği demeçte, ''Misurata Deniz Terminali, Süveyş kanalı ile rekabet halinde değil'' dedi.
Türkiye Libya İş Konseyi Başkanı Murtaza Karanfil Al-Arabi Al-Jedid Gazetesi'ne verdiği demeçte, Libya’da mevcut ekonomik problemlerin güvenlik problemlerinden daha büyük ve tehlikeli olduğunu beyan etti. Bu bağlamda, Libya’nın Misurata ilindeki lojistik terminalinin Süveyş kanalı ile rekabet halinde olmadığını aksine bu terminalin Süveyş kanalını desteklediğini söyledi.
“Al-Arabi Al-Jedid” Gazetesi ile yapılan özel söyleşide, Türkiye’nin (Libya’nın batısında) Misurata ilinde lojistik üssün fiili olarak inşaatına başlandığını bu üssün ticari açıdan bazılarının söyledikleri gibi Mısır’ın Süveyş kanalına rakip olacağı şeklinde değil, aksine destekleyeceğini ısrarla vurgulamıştır.
Karanfil ile yapılan söyleşide, Libya’nın yeniden imarı için sahip oldukları altyapı ve üstyapı alanında özellikle Türk müteahhitlerinin çok önemli görevler üstlendikleri tekrarlanmıştır. "Türk iş adamı olarak dünyaya örnek olabilmemiz için Libya’nın yanında durmamız gerektiğini biliyoruz. Türkiye olarak Libya’nın sanayisini geliştirmek için Libya’nın ihtiyacı olan kamu hizmetlerinin yapılabilmesi için her türlü yardımı sunmaya devam edeceğimizi belirtmek istiyorum" diyen Karanfil, bu kapsamda kardeş Libya halkının yaşamını refaha kavuşturmak ve milli birlik hükümetinin istikrarını sağlamak için desteğin devam edeceğini söyledi.
Söyleşi'nin özeti şu şekilde:
İlk olarak şu an Libya’ya yapmış olduğunuz ziyaretin amacı nedir?
Bugünlerde Libya’ya heyet halinde yapmış olduğumuz ziyaretin amacı, 34 yıl boyunca bu ülkede yapmış olduğumuz işlerden sahip olduğumuz deneyimleri baz alarak bu ülkeye sunabileceğimiz yatırımlar konusunda analizleri yapmak üzere gelmiş bulunmaktayız. Ayrıca ülkedeki son durumu değerlendirdikten sonra her iki ülke için hangi projelerin faydalı olabileceğini hedeflemekteyiz.
Daha önce vermiş olduğunu beyanatlardan son dönemde Türkiye’nin Libya’ya yapmış olduğu ihracatın büyük oranda arttığını söylemiştiniz. Bu konuyu rakamlar ile açıklamak mümkün mü?
Nisan 2021'de Libya’ya ihracatımızın hacmi 263.3 milyon dolara ulaştı. Bu rakam ile geçen sene aynı aya göre %228 artış olmuştur. Ocak ile Nisan 2021 arasındaki ihracat rakamların toplamı 825.8 milyon dolar. Bu da yıllık bazda %58 oranı ile artış olduğu anlamına gelmektedir.
Türkiye’nin özel kesim şirketleri, Libya’da henüz tamamlanmayan projeleri tamamlamak ve yeni projelerde görev alabilmek için heyecan içinde beklemektedirler. Ticari faaliyetlerin durmasına neden olan 4 değişik kur bulunmaktadır. 1 Ocak 2021 tarihi itibarı ile Libya’da sabit kurun uygulanması ardından Türk iş adamlarının eskiden bölgeye vermiş oldukları önemin yeniden oluştuğunu gözlemekteyiz. Kurun sabitlenmesi, yatırımcılar açısından istikrarlı bir görüntü oluşmasına neden olmuştur. Tüm bu gelişmeler, ihracatımızın artmasına neden olmuştur.
Hükümet Başkanı Al-Dibeybe'nin, kişisel olarak bu konuda ekonomik açıdan rolü oldu mu?
Al-Dibeybe’nin hükümeti, Mart ayında yapılan milletvekili oylamasında güvenoyu almasından sonra ihracat rakamlarımızda büyük artış gözlenmiştir. Bunun sebebi olarak Libya’daki istikrarın geri kazanılması konusunda meydana gelen gelişmelere bağlamaktayız. Buna ek olarak önceki aylarda Al-Bibeybe hükümet üyelerinin Türkiye’ye yapmış oldukları ziyaretin ardından ileriki günlerde ticaret hacminin artması konusunda umutlar yeşermiştir. Çünkü Libya’da kalkınmanın oluşabilmesi için iş birliğinin ve anlaşmaların devamı açısından önemlidir.
Şu an Libya’ya yapılan ihracatın en önemli kalemleri nelerdir?
Çoğunlukla tüm bölgelerdeki her kesimin ihtiyacı olan ürünlerin ihracatlarını yapmaktayız. Bu ürünlerin listesi, taze sebze ve meyveden kimyevi ürünlere, hazır giyime, mobilyaya, mücevherata, makinelere ve yedek parçalarına kadar uzamaktadır. Ayrıca elektrik ve elektronik cihazları ve yapı malzemelerini kapsamaktadır. Bunlara ek olarak demir-çelik ve petrokimya maddeleri ile bilgi işlem altyapı malzemeleri ve sağlık ile gıda malzemelerini kapsamaktadır.
Son dönemde, demir, maden, elektrik ve elektronik cihazlar, halı, tahıl ürünleri, tahıla benzer ürünler, mobilya, taze ve kuru meyve ürünlerin ihracatlarında belirgin bir artışın olduğunu gözlemekteyiz.
Misurata ilinde lojistik terminalinin inşaatından bahsettiniz. Bu konu ile ilgili detayları ve ne zaman başlayacağı konusunda bilgi verir misiniz?
Libya’daki jeopolitik durumdan oluşan avantajları biliyoruz. Bu nedenle Afrika’da lojistik terminal üssünün inşaatını planlamamız gerekir. Bu üs, aynı anda ticari açıdan Süveyş Kanalı'nı destekleyecektir. Bugünlerde Akdeniz menşeli ürünlerin ihracatları, Süveyş Kanalı'ndan geçerek uzun yolculuktan sonra Cibuti Limanı'na varabilmektedir. İhracat yönü Afrika’nın ortası olursa nakliye işleri daha zor olmaktadır.
Bu durumlar, ihracat ürünlerin teslimlerinde bir aydan iki aya kadar uzayan sürelere neden olmaktadır. Halbuki Libya, denizyolu ile Türkiye’den uzaklığı sadece 2 günlük mesafededir. Havayolu şirketleri tarafından Türkiye’den sevk edilen ürünlerin Libya üzerinden sevk edildiği gün itibarı ile dördüncü günde Afrika’ya varmış oluyor. Kara yolu tercih edildiğinde, ürünlerin Libya üzerinden Afrika’nın orta, doğu ve batı bölgelerine bir hafta içerisinde varması mümkündür. Bu nedenlerden dolayı lojistik terminal projesini önemsiyoruz. Çünkü bu terminal ile ihracat hedefimiz olan 10 milyar doları gerçekleştirmiş olacağız.
Bu lojistik terminalin Libya'ya avantajları nelerdir?
Bahsetmiş olduğumuz proje, Libya açısından bir rüya. Çünkü ticaret mefhumu Libya halkının kültüründe vardır. Bu terminalin oluşumu ile birlikte Libya, Kuzey Afrika bölgesinde en önemli devlet konumuna sahip olacaktır. Bu proje ile birlikte, bölgede 100 milyon kişinin refah ortamda ve ekonomik açıdan istikrarlı bir hayat yaşayabilecektir. Ekonomik kalkınmanın artması ile birlikte, bu proje sayesinde ülkedeki güvenlik ortamı aynı düzeyde artacaktır. Bu nedenlerden dolayı iki ülke arasındaki faaliyetlerin sonucuna herkesin kazanç sağlayacağı şekilde ilişkilerin olacağını düşünmekteyiz.
Bu işbirliğin doğu Libya’da aynı şekilde olacağını söyleyebilir misiniz?
Bizler iş adamı olarak, Libya’nın toprak bütünlüğüne inanırız. Hal böyle olunca ticari faaliyetlerimizin devamını sağlamak için sahip olduğumuz ticari deneyimimizi doğuya, batıya veya güneye bakmaksızın Libya’nın tüm bölgelerine yerel yönetimlerin veya hükümet mercilerin sağlayacağı tüm fırsatları birleştirerek ortaya koymak için hazırız.
Daha önceki sözlerinizde, Türkiye’nin Libya’ya ihracat hacminin yakın zaman içerisinde 10 milyar dolara ulaşacağını söylemiştiniz. Bu rakama ulaşmak için ne gibi planlarınız vardır?
Türk iş adamlarının Libya’da daha fazla yatırım yapabilmeleri için iki ülke arasındaki vize başvuruların kolaylaştırılmasını istiyoruz. Böyle olursa, Türk şirketlerinin ilişkileri daha güçlü olacak. Kısa dönemde yıllık ihracat hacmimizin 5 milyar dolara ulaşması için çaba sarf etmekteyiz. Uzun dönemde ise bu rakamın 10 milyar dolara ulaşmasını hedeflemekteyiz.
Bu faaliyetler, sadece ikili ilişkilerin iyileşmesi için mi yoksa Afrika kıtasına daha fazla kapının açılmasını mı hedefliyorsunuz?
Libya, kardeş ve dost ülke olmasının yanında ülkemiz için çok önemli bir müttefiktir. Aynı anda Kuzey Afrika bölgesindeki en önemli ticaret ortaklarımızdan biridir. Dostluğumuz uzun yıllardan beri süregelmektedir. Bu dostluk, Libya devletinin kurulduğu yıl olan 1951 yılında Türkiye devletinin Libya’yı tanıması ile başlamıştır. Bu dostluk ilişkisi, Türkiye’deki kesimlerin 1972 yılında Libya’ya girmesi ile devam etti. Eski bağlarımızın güçlü olması nedeni ile Libya’ya katkıda bulunmak istediğimiz gibi Libya üzerinden de Afrika ülkeleri arasındaki ilişkilerimizin güçlenmesini hedeflemekteyiz.
Libya, Türkiye için Afrika kıtasında nasıl bir geçit kapısı olacak?
Her fırsatta Libya’nın Türkiye için Afrika kıtasında geçit kapısı olacağını vurgulamaktayız. Çünkü, Libya sayesinde Afrika’ya daha kolay ulaşacağız ve beraberinde de kıtaya daha fazla ihracat yapma imkânı bulacağız. Bu coğrafyada oluşmaya başlayan istikrar ortamı, yatırımlara yeni kapılar açmaktadır. Ayrıca bu bölgenin stratejik konumu diğer tali kesimler için birçok iş fırsatlarının doğmasına neden olacaktır. Daha önce bahsetmiş olduğum lojistik üs sayesinde ürünlerimizi 53 Afrika ülkesine ve dolayısıyla orada yaşayan 1 milyar kişiye kolaylıkla ulaştırma imkanına sahip olacağız.
Bahsettiğiniz ticaret ve yatırım fırsatları, petrole ek olarak milli gelir kaynakları bakımından alternatif olabilir mi?
Libya’nın stratejik coğrafi konumu bakımından kültür ve tarih zengini bir ülke haline getirmiştir. Ayrıca gelir kaynakları bakımından birçok imkanları bulunmaktadır. Bu imkanları yatırıma dönüştürerek, Libya halkının hizmetine sunmayı hedeflemekteyiz.
İki ülke iş adamları için istenen vizelerin iptal edilmesi ve bürokrasinin hafifletilmesi konusunda bir sürü konuşmalar var. Bu konudaki yeni uygulamalar nelerdir?
Son 10 yılda Libya’da biriken birçok sorun var ve hızlıca çözülmesi gerekir. Bizler de iş konseyi ve Türk yatırımcı olarak eskiden beri köklü hale gelmiş ilişkilerin hatırına Libya ekonomisine destek vermeye devam edip diplomatik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi için faaliyetlerimize odaklanmış durumdayız.
İhracat konusu dışında, Türkiye Libya’daki sanayi kesiminde hangi rolleri üstlenebilir ve mevcut sanayinin gelişmesi için ne yapabilir?
10 yıldan beri ülkedeki malum ortamdan dolayı yatırımın yapılamadığı ve dolayısıyla sanayi kesimin canlı olmadığı bir ülkeden bahsediyoruz. Türk yatırımcıları, Libya’da ihracatın güçlenmesi dışında ticari işlemler konusunda yeni bir kültürün oluşumu için çaba göstermektedirler.
Türk Müteahhitleri, genel olarak Libya’nın tekrar imarı ile ilgili yeterli altyapı ve üstyapı konusunda önemli görevleri bulunmaktadır. Bizler de Türk iş adamları olarak, dünyaya örnek teşkil etmesi için Libya’nın yanında durmalıyız. Libya’nın ihtiyacı olan kamu hizmetlerini yerine getirilmesi ve sanayisinin gelişmesi için Türkiye her türlü yardımı vermeye devam edecektir. Ayrıca kardeş Libya halkının refahı ve Ulusal Birlik Hükümeti'nin istikrarı için desteğimize devam edeceğiz.
Libya ekonomisinde umut vaat eden kesimler neler sizce ve sanayi ile hizmet sektörlerinin yerel pazar ihtiyaçlarını karşılama konusunda imkanları nelerdir?
Libya’da ilk önce yatırımı yapılabilir alanları sıralamak gerekirse başta enerji, savunma sanayi, gıda, deri dönüşüm ve kimyevi maddelerini söyleyebiliriz.
Diğer yandan, eskiden Libya petrol rezervi 46 milyar varil ile dünyadaki ilk 10 petrol ihraç eden ülkeler arasında idi. Ancak ülkedeki iç kargaşalar nedeniyle yaşadığı talihsiz olaylar sonrasında bu konumunu kaybetmiştir. Şu an ülkenin kuzeyi turizm için elverişli olup Libya’nın ortasında büyük petrol kaynakları, güney bölgelerinde ise maden yatakları bulunmaktadır.
Bu bilgiler ışığında, Türk iş adamlarının Libya’da 48 yıldır inşaat alanında gerçekleştirdikleri başarının aynısını petrokimya ve madencilik alanlarında da göstermelerini umuyoruz.
Libya’da yeterli nakit akışı olmasına rağmen ekonomik kalkınmasına engel olan unsurlar nelerdir?
Libya’da güvenlik konusunda tehlike arz edecek bir problem görmüyorum. Daha önce söylediğim gibi ekonomik alandaki en büyük problemin temel ihtiyaç maddelerinin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Tamamlanmayan işlerin tamamlanması için davet edilen Türk şirketleri sayesinde bu sorunun çözüleceğini ve doğu, batı ve güney bölgeleri ile yapılan anlaşmalar kanalı ile güvenli ortam sağlanacağını biliyoruz.